DinSağlık & Yaşam
Trend

Deprem Korkusu Yaşayanlar Ne Yapmalı?

Son zamanlarda arka arkaya yaşadığımız deprem felaketlerinden sonra deprem korkusu yaşamaya başladık. Deprem bölgesinde olmasak da hepimiz bu duyguyu yaşıyoruz. Çünkü günlerdir binlerce vefat, yaralı, enkazdan çıkartılan küçücük çocukları görüp duruyoruz. Bütün bunlar psikolojik olarak hepimizi etkiledi. Peki, deprem korkusu yaşayanlar ne yapmalı? Bu sorunun cevabından önce deprem korkusunun ne olduğuna biraz bakalım.

Deprem Korkusu Nedir?

Seismophobia adı verilen deprem fobisi(korkusu) sürekli sallanıyormuş gibi hissetme gibi durumlar ortaya çıkartır. Deprem, sonuçlarını önceden tahmin edemediğimiz, tamamen hazırlıksız yakalandığımız veya yakalanacağımız bir felakettir. Kontrolümüz dışında gelişmesinden kaynaklı da deprem düşüncesi bizde çok ciddi korkulara sebep oluyor. Önceden tahmin edebilsek ve evimizin yıkılmayacağına kesin emin olabilsek bu korkuyu eminim kimse yaşamazdı. Ama maalesef depremin tam günü ve saati önceden öngörülemez. Depremin şiddetini bilemediğimiz içinde evimizin sağlamlığını %100 asla bilemeyiz.

Deprem korkusu, direkt depremi yaşamış kişilerde olduğu gibi, yaşamamış olsa bile dolaylı yollardan deprem ile alakalı haberleri, videoları izleyen kişilerde de olur.

Deprem Korkusunun Belirtileri Nelerdir?

Size bu konudaki kendi tecrübemi aktarayım. Yatak odamdaki yatağım, normal yataklardan biraz daha yüksek. Ve en ufak bir harekette dalgalanma şeklinde bir sallanmaya sebep oluyor. Ve bu bende acaba deprem mi oluyor hissi uyandırıyor. Direk gözlerimi avizeye dikiyorum. Tabi bu korku esnasında kalp atışlarım artmaya başlıyor ve bu da yatağın sallanmasını şiddetlendiriyor. Ya da yatak falan sallanmıyor, ben öyle hissediyorum. Bir süre sonra zar zor kendimi deprem olmadığına ikna ediyorum ve nabzımı normale döndürmeye çalışıyorum. Ben kendi adıma bu korkuyu bir şekilde bastırmayı başardığımı düşünüyorum. Ancak, bunu bir takıntı haline getirip psikolojik olarak iyice kötüye giden kişilerde vardır.

Evet, görünürde sallanıyormuş gibi bir his veya gerçekten basit bir yatak sallanması gibi gözüküyor. Ama deprem korkusunun köküne inmek gerekirse, orada ölüm korkusu var. Veya eşini, annesini, çocuğunu kaybetme korkusu var.

Deprem korkusunun belirtileri arasında; geceleri sık sık depremle ilgili rüya görmek, en ufak bir seste irkilme, çaresizlik hissi gibi bir çok olumsuz durum vardır.

Deprem Korkusunu Nasıl Yenebiliriz?

Bu korkuyu psikoloji bilim dalı uzmanları aracılığı ile çözebilirsiniz. Ancak benim, inanan insanlar için daha kalıcı daha kesin çözümlerim var. Ve emin olun bu çözümler sadece deprem korkusunu yenmenizi sağlamayacak. Hayata bakış açınız değişecek, yaşantınız daha güzel bir hal alacak. Dünya hayatına karşı duyduğumuz saplantılardan uzaklaşacağız. Her şeyin maddiyata dayandığı bu dünyaya karşı duruşunuz değişecektir. Binaların sağlam olması, depreme dayanıklı olması vs. Evet, belki deprem korkusunun önüne geçecektir ama bir yere kadar. Bu korkuyu her halükarda yaşarız, diye düşünüyorum.

Bu anlatacağım çözümler kimleri ilgilendiriyor?

Öncelikle “Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk ona aittir, hamd ona layıktır, her çeşit hayır O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.” cümlesine iman edenleri ilgilendiriyor. Eğer bu tevhid cümlesinde ki bir noktaya dahi inanmayanlar var ise yazının devamını okumayabilirler. Belki bende inanacağım, merak ediyorum diyenler varsa, sonuna kadar dikkatle okuyunuz.

Mülk Allah’a aittir:

Mülk Allah’a aittir ifadesi bize tam olarak ne anlatmak istiyor? Mülk’ten kasıt gözümüzün görebildiği veya göremediği her şeyi ifade ediyor. Yani bu dünya, gezegenler, güneş, ay, canlarımız, ellerimiz, ayaklarımız, kısaca bedenlerimiz, arabalarımız, evlerimiz, eşyalarımız, kısaca mallarımız, annemiz, babamız ve çocuklarımız, hepsi Allah’ındır. Aklımıza ne gelirse hepsi Allah’ın mülküdür. Ve haliyle kendi mülkünde hüküm yalnızca O’na aittir. Tüm tasarruf mülk sahibindedir. Bu konuyu kendimizden pay biçerek daha rahat anlayabiliriz. Arabamızı mora boyatmaya karar veriyoruz. Ve ilginç bir renk seçimi olduğundan dolayı arkadaşımız gelip muhtemelen “saçmalama mor renge araba mı boyanır?” der. Ve yine muhtemelen biz de “Sanane” deriz. İşte aynen bu şekilde mülk yalnızca Allah’ındır ve dilediği hükmü verir.

Hayır’da Şer’de Allah’tandır:

Burada ne anlatılmak isteniyor? Başımıza ne gelirse, gelsin hepsi Allah’tandır. Başımıza gelen şey hayır’da olabilir, şer’de olabilir. Ayrıca biz inanıyoruz ki “her hayır’da bir şer, her şer’de bir hayır vardır.” Bu sebeple bize şer gibi gözüken birçok olayda, bizim için gizlenmiş hayırlar vardır. Sonsuz ilim sahibi Allah’tan başkası bunu bilemez.

O her şeye Kadir’dir:

Allah sonsuz güç, kuvvet ve kudret sahibi değil midir? Evet, sonsuz bir ilim, sonsuz bir güç, sonsuz bir kudret sahibidir. Daha çok sayılabilir ama kısaca, bütün güzel isimler O’nundur. Sonsuz güç sahibi olan Allah yukarıda saydığımız durumları “ol” deyince oldurabilir mi? Yani mülkünde dilediği gibi tasarruf edebilir ve şer gibi gözüken olaylara hayır yükleyebilir mi? Tabi ki, evet.

Sonuç:

Deprem korkusunun temelinde en başta ölüm korkusu olduğundan bahsetmiştik. Veya yakınlarımızı kaybetme korkusu. Ölüm, mukadderdir ve bir gün mutlaka ve mutlaka bize de gelecektir. Yani öleceğimiz an Allah katında yazılıdır. Bu sebepledir ki ne kadar korkarsak korkalım bundan asla kaçamayacağız. Bugüne kadar bundan kaçabilen kimsede olmamıştır. Canımızın, hayatımızın, bedenimizin tek sahibi olan Allah dilediği zaman zaten bu canı bizden alacak. Deprem sadece buna bir sebeptir. Veya hastalıklar, kazalar vs. Sebeplere takılı kaldığımız sürece deprem korkusu gibi bir çok psikolojik hastalıklar peşimizi bırakmayacaktır. Bizim asıl üstüne gitmemiz gereken konu Allah’a teslimiyetimiz. Zaten başımıza geleceğini %100 bildiğimiz ölüm bizi neden bu kadar korkutuyor, bunu düşünmemiz lazım.

İnanın bana Allah’a teslimiyetimiz tam olsaydı ölüm bizi korkutamazdı. Gönül rahatlığıyla “Bu can zaten senin Allah’ım dilediğin zaman alırsın” derdik.

Bir de hadislerde sabit olan bir konu var. “Depremde ölen inananların tümü şehit sayılacaktır.” Gerçekten şehitlik mertebesi belki de bu dünyada ve ahirette başımıza gelebilecek en güzel, en şerefli olaydır. Peygambere komşu olmak nasıl bir şeydir?

Not:

Bu konu çok fazla kişi tarafından yanlış anlaşılıp, yanlış servis ediliyor. Belki bu yazım içinde aynı şey geçerli olacaktır. Ama doğru bildiğimi, hak bildiğimi söylemeye devam edeceğim. Burada, hepimiz oturalım depremde can verelim, oh ne güzel şehitlik vs. demiyorum. Bu düpedüz intihar olur. Biz, bize verilen emanetimizi(canımızı) yaşatmak ve ona iyi bakmakla yükümlüyüz. Her zaman, ne olursa olsun tedbirli bir şekilde hareket etmek zorundayız. Ancak başımıza geleni veya geleceği isyanla karşılamamalıyız. Umarım ve dilerim bu yaşanan olaylar hem maddi cihette, hem manevi cihette bizlere ibretlik birer ders olur. Umarım bundan sonra ki süreçte daha düzgün, daha sağlam, daha dayanıklı evler inşa edilir. Dilerim bundan sonra ki süreçte Allah’a karşı inancımızı, teslimiyetimizi daha ileri seviyelere taşırız ve O’na sımsıkı sarılırız.


Bizlere destek olmak ve içeriklerimizden haberdar olmak için lütfen instagram hesabımızı takip ediniz.

Sitemizde bulunan rastgele yazımıza gitmek için tıklayınız…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu