MİRAÇ GECESİ NELER YAŞANDI?

Aslında bu gece yaşanılanlar 2 ayrı bölümdür. Önce ” İsra Hadisesi ” daha sonra ” Miraç Hadisesi ” gerçekleşmiştir. Miraç gecesi neler yaşandı? sorusundan önce İsra hadisesini açıklamaya çalışalım.
İSRA HADİSESİ
İsra hadisesi kısaca peygamber efendimiz Hz. Muhammed(aleyhissalâtü vesselâm)’in Mescid-i Haram(Kabe)’dan, Mescid-i Aksa’ya bir gecede götürülmesi hadisesidir.
Yüce Allah(cc), İsra Suresi’nin 1. ayetinde şöyle buyuryor;
“Kulunu (Hz.Muhammed(sav)’i) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.”
İsra Gecesi Yaşanılan Bazı Rivayetler;
“Allah Rasulü(sav), o gece Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere imam olup namaz kıldırdı.” (İbn-i Sa’d)
Ebu Hüreyre(ra)’den rivâyet edildiğine göre, İsra gecesi peygamber efendimiz(sav)’e, birinde şarap diğerinde süt bulunan iki kase getirildi. Hazreti Peygamber(sav) süt kasesini tercih etti. Bunun üzerine Cebrail:
“−Seni, insanın yaratılış gayesine uygun olana yönlendiren Allah’a hamd olsun. Şayet içki dolu bardağı alsaydın, ümmetin sapıklığa düşerdi.” dedi. (Müslim, Îman; Eşribe)

MİRAÇ GECESİ NELER YAŞANDI?
İsra hadisesiyle Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülen Peygamber efendimiz(sav)’e, buradan semaya yükselme, yani Miraç bahşolundu. Gerçekten, Mescid-i Aksa’ya varan Hazreti Peygamber(sav) buradan Hazreti Cebrail’in rehberliğinde “Sidretü’l-Münteha”ya kadar çıktı.
Peygamber Efendimiz(sav)’in Anlatımı ile Miraç Gecesi Neler Yaşandı?
Ben Kabe’nin Hatim kısmında uyku ile uyanıklık arasındaydım. Katırdan küçük beyaz bir hayvan yanıma getirildi. Bu Burak’tı ve ben onun üzerine bindirilmiştim. Ayaklarını, gözlerinin gördüğü en uç noktaya kadar atarak ilerliyordu. Cebrail(as) beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik ve Cebrail(as) kapının açılmasını istedi.
“Gelen kim?” diye soruldu.
“Cibril” diye yanıt verdi.
“Beraberindeki kim?” denildi.
“Muhammed(sav)” dedi.
“Ona Miraç daveti gönderildi mi?” diye soruldu.
“Evet” dedi, Cibril(as).
“Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!” dendi ve kapı açıldı.
Orada Adem(as)’i gördüm.
“Bu babanız Adem’dir. O’na selam ver.” denildi.
Selam verdim. Sonra selamıma karşılık verdi ve bana:
“Hoş geldin salih evlat, hoş geldin salih peygamber!” dedi.
Sonra Hz.Cebrail(as) beni yükseltti ve ikinci semaya geldik. Birbirleri ile teyzeoğlu olan Hz.Yahya(as) ve Hz.İsa(as) ile karşılaştık.
Daha sonra üçüncü kat semada Hz.Yusuf(as) ile karşılaştık. Dördüncü kat semada Hz.İdris(as), beşinci kat semada Harun(as), altıncı kat semada ise Hz.Musa(as) ile karşılaştık.
“Salih kardeş, salih peygamber hoş geldin.” dedi.
Sonra ben onu geçince ağladı. O’na:
“Niye ağlıyorsun?” denildi.
“Çünkü, benden sonra bir genç peygamber oldu, o’nun ümmetinden cennete girecek olanlar, benim ümmetimden girecek olanlardan daha çok.” dedi.
Cebrail(as) beni yedinci kat semaya çıkardı. Orada İbrahim(as) ile karşılaştık.
Hz.Cibril(as):
“Bu baban İbrahim’dir; o’na selam ver.” dedi.
Ben selam verdim ve o da karşılık verdi.
“Salih oğlum, salih peygamber hoş geldin.” dedi.
Hz.İbrahim(as) bana:
“Ya Muhammedé Ümmetine benden selam söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun çok tatlı, arazisinin son derece geniş ve dümdüz olduğunu bildir. Söyle de cennete çok ağaç diksinler. Cennetin ağaçları “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber!” demekten ibarettir.” dedi.
Sonra Sidretü-l Münteha’ya çıkarıldım.
Cebrail(as) bana:
“İşte bu, Sidretü-l Münteha’dır.” dedi.
“Bunlar ne, ey Cibril?” diye sordum.
“Şu iki batıni nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanların ise biri Nil, diğeri de Fırat’tır.” dedi.
Sonra Cebrail(as) bana dedi ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Buradan öteye yalnız gideceksin.”
“Niçin, ey Cibril?” diye sordum.
O da:
“Allah(cc) bana buraya kadar izin vermiştir. Eğer buradan ileriye bir adım daha atarsam, yanar kül olurum!” dedi.

Peygamber Efendimiz(sav)’in Allah(cc) ile Görüşmesi
Buradan sonra Allah rasulü sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav) yola yalnız devam etmiştir. Ve kendisine bir çok mükemmellikler gösterilmiştir.
Bizlerin hayalinin ötesinde bir mükemmellikten söz ediyorum. Bu yolculuğun gerçeği ve asıl maksadı Allah(cc) ile O’nun Rasulü arasında sonsuz bir sır olarak kalacaktır.
Kendisinden başka hiçbir peygambere verilmeyen bu güzel ikram olan Miraç zamansız ve mekansız bir alemde olmuştur.
“(Hz.Muhammed ile Rabbinin) Aralarıi iki yay arası kadar, ya da daha yakın oldu.” (Necm-9)
Dipnot olarak şunu belirtmeliyim ki: Zamandan ve mekandan bağımsız gerçekleşen bu ilahi olayın insan zihni ve algılarıyla anlaması imkansızdır. Böylesine insan idrakını aşan hassas ve nadir olaylarda hayal kurmak, yaşananları zihnimizde canlandırmak yasak edilmiştir.
Bizlere destek olmak ve içeriklerimizden haberdar olmak için lütfen instagram hesabımızı takip ediniz.
Sitemizde bulunan rastgele yazımıza gitmek için tıklayınız…